1 gün
Aktivite
16 kişi
Antalya
Likya'nın büyüleyici tarihine ve doğal güzelliklerine doğru unutulmaz bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Demre - Myra - Kekova Turu, antik limanlar, batık şehirler ve tarihi kalıntılarla dolu bir macera sunuyor. İster tarih tutkunu olun, ister doğa sever; bu tur, her adımda sizi büyüleyecek.
Sabahın erken saatlerinde, saat 05:30'da, Antalya'nın taze deniz havasını içimize çekerek Demre'ye doğru yola çıkıyoruz. İlk durağımız, Likya'nın önemli ticaret merkezlerinden biri olan Antik Andriake Limanı. Burada, Akdeniz'in berrak sularında yeni bir günün başlangıcını izleyerek tekneye biniyoruz.
Denizde süzülürken, Kekova Adası'nın büyüleyici manzarası karşımıza çıkıyor. MS 2. yüzyılda yaşanan büyük deprem sonrasında deniz sularına gömülen Dolichiste Batık Şehri'nin kalıntıları, suyun altında tüm ihtişamıyla gözler önüne seriliyor. Masmavi suların üzerinde gezinirken, bu kadim şehrin gizemli hikayelerine tanıklık ediyoruz.
Yolculuğumuz bizi, yüzmenin keyfini çıkarabileceğiniz bir diğer tarih hazinesine, Tersane Koyu'na götürüyor. Burada, Orta Çağ'da korsanlarla savaşan Bizanslıların inşa ettiği kale kalıntıları ve denizin içinde saklı eski tersane yapılarını keşfedebilirsiniz.
Kekova'nın korunmuş doğası ve tarihi zenginliği arasında gezinirken, Simena Köyü'ne ulaşıyoruz. Tepede yükselen Simena Kalesi, Likya'dan Bizans'a kadar birçok medeniyeti barındıran bu bölgenin sessiz bekçisi gibi duruyor. Bu kaleden, Kekova'nın muhteşem manzaralarını izlemek, tarihin derinliklerine bir yolculuk yapmak demek.
Kekova'da geçirdiğimiz keyifli zamanın ardından, denizin ve tarihin kucağında bir mola veriyoruz. Leziz bir öğle yemeği eşliğinde, Likya'nın yerel tatlarını keşfedecek ve enerji depolayacağız.
Yemekten sonra rotamız, modern zamanlarda Noel Baba olarak bilinen St. Nicholas'ın doğduğu yer olan Demre'ye doğru. Burada, St. Nicholas Kilisesi'ni ziyaret ediyoruz. Bu ikonik yapı, sadece Hristiyanlar için değil, tüm ziyaretçiler için kültürel ve tarihi bir hazine.
Demre'nin ardından, Likya'nın başkenti Myra'ya doğru yol alıyoruz. Yüksek kayalıklara oyulmuş muazzam Likya mezarları ve antik tiyatro, tarih ve doğanın eşsiz uyumunu gözler önüne seriyor. Bu görkemli kalıntılar, Likya uygarlığının zengin kültürüne ve sanatsal mirasına dair büyüleyici ipuçları sunuyor.
Bu benzersiz tur boyunca, Akdeniz'in mavi sularında yüzmenin ve Likya'nın tarihi hazinelerini keşfetmenin keyfini yaşadık. Güneşin batışıyla birlikte Antalya'ya dönerken, yanımızda sadece harika anılar değil, aynı zamanda Likya'nın büyüleyici dünyasında geçen unutulmaz bir günün tatlı yorgunluğunu da taşıyoruz.
Önemli Not: Yanınıza güneş şapkası ve güneş kremi almayı unutmayın! Bu turda, Likya'nın gizemli dünyasında unutulmaz bir yolculuk sizi bekliyor.